Stalin’in Türkiye’ye Verdiği Gözdağı, Putin Kazakistan’a Vermek İstiyor

Füzenin zamanlaması dikkat çekici bulundu. Siyasi gözlemciler bunun Rusya’nın Kazakistan’a taleplerinin yerine getirilmesi ve uluslararası ilişkilerde temkinli olması için bir ihtar özelliği taşıma ihtimalinin yüksek olduğunu belirtiyor.

Ayrıca Putin’in Kazakistan’a resmi ziyaretinin gerçekleştiği 7 Haziran 2012 tarihinde İzvestiya gazetesinde yayınlanan bir makalede Putin’in Astana ziyareti esnasında Nazarbayev’ten Kazakistan’ın bazı bölgelerini halkıyla birlikte kiraya vermesini isteyeceği ifade edildi. (Bkz. http://www.izvestia.ru/news/526760) Makaleye göre, Rusya Kazakistan’ın kuzeyinde bulunan Aktöbe ve Kostanay eyaletlerini hem de halkıyla birlikte yıllık 460 bin dolar karşılığında kiralamak istiyor. Bu bölgeler Rusya Uzay Araştırmaları Merkezi tarafından uzaydan geri dönen füze artıklarının düşme alanı olarak kullanılacak.

Bundan bir kaç sene öncesine kadar, önceki anlaşmalarla bu bölgeler bu amaca yönelik kullanılmaktaydı. Ancak Kazakistan 2007 yılında o anlaşmaları fesh etmişti ve yeni bir hükümetlerarası anlaşma yapılana kadar bölgeye füze artıklarının indirilmeyeceğini bildirmişti. Kazakistan füze artıklarının ekolojiye verdiği zararlardan dolayı bu hususta yeni anlaşmaların gerekliğini vurguluyordu.

Kazakistan Eylül 2007’de taşıyıcı füze Proton’un infilak etmesi üzerine füze fırlatmalarını durdurmuş ve füzenin Karaganda bölgesinin ekolojisi ve ekonomisine verdiği zararların tazminatı olarak 61 milyon dolar talep etmişti.

Rusya Uzay Ajansının Mayıs ayında füze fırlatmalarına izin verilmesi yönündeki taleplerini reddetmiş ve yeni anlaşma yapılması gerektiğini bildirmişti.

Rusya Devlet Başkanı Putin’in İzvestiya gazetesinde Nazarbayev’ten Aktöbe ve Kostanay eyaletlerini halkıyla birlikte yıllık 460 bin dolarlık bir ücretle kiraya isteyeceğini belirttiği Astana ziyaretinde kıtalararası füzeyle Kazakistan’daki askeri poligondaki hedefine atış yapması bu ve başka isteklerinin yerine getirilmesi yolunda gözdağı olarak değerlendiriliyor.

Putin, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’ten rahatsızlığını 4 Haziran 2012 tarihinde devlet başkanı seçildikten sonra ilk Orta Asya ziyaretini Özbekistan’a yaparak da göstermişti. Putin ve Medvedev daha önce devlet başkanı seçildiklerinde, Orta Asya ziyaretlerinde önceliği Kazakistan’a vermeye özen gösteriyorlardı. Bu prensibin değişmesi Putin’in Orta Asya’da Kazakistan’ı ikinci plana attığının bir işareti olabileceği şeklinde yorumlandı.

Putin 6-7 Haziran 2012 tarihinde gerçekleşen Şanghay İşbirliği Örgütü’nün zirve toplantısına katılmak üzere Pekin’e giderken Taşkent’e uğradı ve burada yarım gün kalarak Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov ile görüşmelerde bulundu.

Bu görüşmelerde iki ülke arasındaki işbirliğinin durumu ve perspektifleri, bölgesel güvenlik ve istikrar ile 2014 yılında uluslararası koalisyon güçlerinin Afganistan’dan çıkmasından sonra yasadışı uyuşturucu ve terör tehditlerinin en aza indirilmesi konuları ele aldı.

Kerimov ve Putin, görüşmelerden sonra, Rusya ve Özbekistan arasında Stratejik Ortaklık İlişkilerinin derinleştirilmesine yönelik bir bildiri ile Özbekistan’ın Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri arasındaki serbest ticaret bölgesine katılmasıyla ilgili Karşılıklı Anlayış Memorandumu’nu imzaladılar.

Rusya Devlet Başkanı Putin’in Astana ziyaretinde Kazakistan’daki füze hedeflerinin vurulmasıyla verilen gözdağının sadece Rusya Uzay Ajansının ihtiyacı olduğu füze fırlatma ve füze atıklarının düşmesi için kullanılacak olan Aktöbe ve Kostanay eyaletleriyle ilgili olmadığı açıktır.

Zaten Aktöbe ve Kostanay eyaletlerini cüzi bir fiyatla hem de halkıyla birlikte kiralama talebi Kazakistan’a topraklarındaki egemenlik hakları dahil, her alanda Rusya’yı dikkate almasına yönelik geniş çaplı bir baskı olduğu aşikardır.

Rusya üzerine çalışmalarıyla tanınan İlyas Kamalov’un tespit ettiği gibi, Rusya’yı küresel güç yapmak için kolları sıvayan Putin bunun için yakın çevreye hâkim olması gerektiğini düşünmekte ve yakın çevre ülkeleri ile ilişkilerini geliştirmek ve onların Rusya’dan başka ülkelerle ilişkilerini sınırlandırmak istemektedir. Bu amaç doğrultusunda ilk adımını atan Putin Nazarbayev’e gözdağı vermekte sadece Uzay çalışmaları değil, uluslararası ilişkilerde de adımlarını dikkatli atması için ikaz etmekte, aksi halde güç kullanabileceği imasında bulunmaktadır.

Eski KGB Şefi Putin’in Rusya ile yakın dostluk ilişkileriyle bilinen Kazakistan’a yaptığı bu diplomatik kuralları aşan tek taraflı gözdağı verme yöntemleri 1945 yılında zamanın Sovyet Lideri Stalin’in Türkiye’ye yaptığı baskıları hatırlatmaktadır.

Bilindiği gibi, Stalin Atatürk ve Lenin tarafından 16 Mart 1921 Moskova antlaşmasıyla temelleri atılan Türk-Sovyet dostluğunu tek taraflı olarak 1945 yılında bozmuş ve Türkiye’den Kars ve Ardahan’ı talep ettiğini ve Boğazlar’da üs istediğini bildirmişti.

Ancak bu talepler geri tepmiş ve Stalin’in tehditleri Türkiye’yi Batı’ya daha çok yaklaştırmıştı. Batı’nın da açıkça Türkiye’nin yanında yer almasıyla Stalin haksız emellerine ulaşamamıştı. Stalin’in ölümünden sonra Sovyet Hükümeti, 30 Mayıs 1953’te Ankara’ya yeni bir nota vererek, “Sovyetler Birliği’nin Türkiye’ye karşı hiçbir toprak iddiasında olmadığını beyan ederiz” demek zorunda kalmış ve Stalin’in net biçimde dile getirdiği iddialarından geri adım atmıştı.

Yıllar sonra da bu haksız talepler Sovyet diplomatlarının vicdanın rahatsız etmeye devam etmişti. Turgut Özal döneminde Türk-Sovyet ilişkileri yepyeni bir dostluk dönemine girdiğinde Sovyet yetkilileri bu durumdan utanç duyup üzerinde konuşmak istemediklerini beyan ediyorlardı. 29 Temmuz 1986’da Milliyet gazetesindeki yazısında M. Ali Birand’ın belirttiğine göre, Sovyet yetkilileri Türk gazetecilerine bir zamanlar Stalin’in Türkiye’den toprak taleplerinin çok hatalı yaklaşım olduğunu, bunu unutmak ve bu konu üzerinde konuşmak istemediklerini söylüyorlardı.

Günümüzde Stalin’in Türkiye’ye yaptığı hatayı, aradan 67 yıl sonra geçtikten sonra Putin Kazakistan’a yapmaktadır. Bu tip tehditler ve haksız talepler geçmişte başarılı olamadı, bugün de başarılı olamayacak. Ancak dünyada yeni gerilimlere ve kutuplaşmalara sebep olacaktır. Belki Kazakistan’ı da Türkiye’nin izlediği yolu izlemek zorunda bırakacak ve onu Batı’ya daha çok yaklaştıracaktır.

Abdulvahap Kara

Bir cevap yazın

Your email address will not be published / Required fields are marked *

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.