5 Mart 2012 / admin / 0 Comments
Büyük dil bilgini `Kaşgarlı Mahmud`’un `Divan-ı Lügat-it Türk` isimli muazzam eseri, 1910’a kadar adi bilinen, fakat kendisi mechul bir eserdi. Diğer bir deyişle, o zamana değin, eserin sadece adı vardı, fakat kendisi ortada yoktu. Eser, bugün bütün dünyada biliniyor, hakkında makale, kitap yazılıyor ve üzerinde tartışmalar yapılıyorsa, bunu büyük kitap aşığı, ilim ve kültür sevdalısı `Ali Emiri Efendi`’ye borçluyuz. Ali Emiri Efendi, Kaşgarlı Mahmud tarafından 1072-1074 yıllarında Bagdat’ta Abbasi Halifesine sunulmak üzere yazılan bu muhteşem eseri, sahaflarda Divan-ı Lügat-it Türk olduğu bilinmeden satılırken, fark etmiş ve satın alarak Türk kültür hayatına kazandırmıştır. Bu sebeple, Ali Emiri Efendi’nin isminin, eserin yazarı Kaşgarlı Mahmud ile birlikte her zaman anılmayı hak ettiğine şüphe yoktur.
Bundan dolayı, Divan-ı Lügat it Türk ile ilgili toplantılarda kendisinden bahsetmenin bir vefa borcu olduğu muhakkaktır. Aslında, Ali Emiri’nin kitabı buluşu ve daha sonra yayınlatışı romanlara konu olacak güzellikte ve kültürün, kitabın önemini somut bir biçimde vurgulayacak olgulara haizdir. Ziya Gökalp ve Talat Paşa’nın kitabın yayınlanmasına yaptıkları tiyatral katkı ise çok ilginçtir. Ayrıca Ali Emiri Efendi’nin hayatı, kitaba verilen değerin ve kitap okumaya ayrılan zamanların bir hayli azaldığı günümüzde, sadece gençlere değil, hepimize kitap sevgisi konusunda, örnek teşkil edebilecek ögelere haizdir.
5 Mart 2012 / admin / 0 Comments
“Kazak Beyler Mahkemesi – Benzersiz Hukuk Sistemi” Konulu Uluslararası Sempozyumdan İzlenimler
22-23 Mayıs 2008 tarihinde Almatı şehrinde ilginç ve önemli bir uluslararası sempozyuma katıldık. Dünyanın çeşitli ülkelerinden 80 kadar bilim adamının katıldığı sempozyumu Kazakistan Yüksek Mahkemesi ve Parasat Hukuk Şirketi düzenledi. Almatı şehrinin en güzel dinlenme ve sağlık tesisleri olan Aladağ eteklerindeki muhteşem tabiatın içinde yer alan devasa Alatav (Aladağ) Senatoryumu konferans salonunda gerçekleşen sempozyumda Kazak Türklerinin “Biyler Sotı”, yani “Beyler Mahkemesi” çeşitli açılardan ele alındı.
Kökü İslam Öncesinde Sakalar, Hunlar, Uygurlar, Türgişler ve Göktürklere kadar uzanan “Beyler Mahkemesi” konusunu Kazakistan Yüksek Mahkemesi’nin düzenlemesi sempozyuma ayrı bir önem kazandırdı. Ayrıca sempozyuma bildiri sunanlar arasında ilim adamları kadar Kazakistan’ın savcı ve hakimlerinin de olması ve seviyeli bildiriler sunması da Kazakistan yargı sisteminin geleceği açısından çok sevindiricidir.
4 Mart 2012 / admin / 0 Comments
ТАҢДАУЛЫ ҚАЗАҚ МАҚАЛ-МӘТЕЛДЕРІ
Жұздеген қазақ мақал-мәтелдері арасынан өте қызықты және мәнді дегендерді құрастырып қалын интернет көпшілігінің назарына ұсынып отырмыз. Мақал-мәтелдер бізге жол көрсететін маңызды мәдени мұраларымыз болып табылады. Әбдіуақап Қара, Тарих ғылымдарының докторы, Стамбул
Ит – тойған жеріне,
Ер – туған жеріне.
Кісі елінде сұлтан болганша,
Өз елінде ұлтан бол.
Өз елім – өлең төсегім.
Мал конысын іздейді,
Ер жігіт туысын іздейді.
Ел-елдің бәрі жаксы,
Өз елің бәрінен жаксы.
2 Mart 2012 / admin / 0 Comments
Özet :
Bu kitapta, Türk Tarih Kurumu ile Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü tarafından düzenlenen ve 18-20 Mart 2010’da Ankara’da yapılan “Cumhuriyet Döneminde Türkiye’de Tarihçilik ve Tarih Yayıncılığı Sempozyumu”nda sunulan bildiriler yayınlanmaktadır.
1 Mart 2012 / admin / 0 Comments
Büyük Türk şairi ve dil bilgini Ali Şir Nevai, doğumunun 570. yılında İstanbul’da bir sempozyumla anıldı. Farklı ülkelerdeki Nevai araştırmacılarının katılımıyla 24-25 Şubat 2012 tarihinde Fatih Üniversitesinde gerçekleşen bu toplantıya katıldım. İyi ki de katılmışım. Nevai’nin bilmediğim birçok yönünü buradaki uzman bilim adamlarından öğrenme bahtiyarlığına eriştim. Yeni öğrendiklerimle Ali Şir Nevai’ye olan hayranlığım daha çok arttı. Bilim adamlığı, edebi kişiliğinin yanısıra yüksek ahlaka sahip örnek bir şahsiyet olduğunu doğrusunu söylemek gerekirse bilmiyordum. Nevai sadece bir edebi şahsiyet değil, aynı zamanda devlet adamıdır. Hüseyin Baykara’ya vezirlik yapmıştır. Yeri geldiğinde usta bir savaşçıdır da. Muharebelerde yalın kılıç düşmana saldırdığı ve yiğitliğiyle nam saldığı bilinmektedir. Milli özellikleri yanında dini hasletleri de yüksektir. Tasavvuf ehlidir. Milli ve dini özellikleri aynı derecede bünyesinde toplayan nadir şahsiyettir. Bundan da anlıyoruz ki, İslam dini kişinin milli kültürel özelliklerine sahip çıkmasına, onu yüceltmesine engel değildir. Bu yönüyle de Nevai örnek alınması gereken bir kişilik olarak karşımıza çıkmaktadır.