TÜRKİYE’DEKİ KAZAKLAR HAKKINDA ARAŞTIRMALAR

10.000 ile 15.000 arasında olduğu tahmin edilen Türkiye’deki Kazak Türkleri, Türkiye’ye ilk olarak 1952 yılının sonlarına doğru  gelmeye başladılar. Türkiye’ye yapılan bu göç gelişi güzel olmadı. Onlara bu göç esnasında Elishan Elifoğlu, Osman (Taştan) Teyci Zayıfoğlu, Sultan Şerif Zuvkaoğlu, Hüseyin Teyci Tölevbayoğlu, Alibek Rahimbekoğlu, Delihan Canımhanoğlu Canaltay gibi  liderler öncülük etti.

Kazakların Türkiye yerleşmesinden sonra geçen yarım asırlık dönemde, onlar hakkında bir çok araştırmalar yapıldı. Kazakların kendi içinden çıkan yazarlar da Kazakların tarihi ve örf-adetleri konusunda kitaplar neşrettiler. Kazakların Türkiye’ye yerleşmelerinden itibaren bu güne kadar yapılan bu araştırmaları 4 safhada ele alabiliriz:

  1. Kazakları dünyaya tanıtma;
  2. Kazakların kendilerini Türk halkına ve kendi nesillerine tanıtması;
  3. Kazakların Türkiye’deki yaşantısını inceleme;
  4. Türkiye’deki Kazakların kendilerini Kazakistan’a tanıtması.

Şimdi bu dönemleri ayrı ayrı ele alarak, yapılan çalışmaları gözden geçirebiliriz.


ТҮРКІ ДҮНИЕСІНІҢ ОРТАҚ ӘЛІПБИ ЖҮЙЕСІ БОЛА МА?

Қазақ елі 1-ші желтоқсанды «Тұңғыш Елбасы Күні» деп жариялады. Осыған орай Түркі Кеңесі (Түркітілдес мемлекеттер ынтымақтастық кеңесі) 2012 жылдың 1-ші желтоқсанында Стамбұлдағы Түркі Дүниесі Мәдениет Үйлерінде «Қазақстан Республикасының Президенті Нұрсұлтан Назарбаев» атты «Дөңгелек стол» ұйымдастырды.



Қазақстан мен Францияның абыройлы ортақ азаматы Мұстафа Шоқай және Алжирдегі үлгілі қос тілділік (Париж жолжазбасы)

Қазақ “той десе қу бас домалайды” дейді. Париждегі туысымыз Садық Жігіт 29 желтоқсанда келін түсіріп той жасайтын болғаннан кейін жолдасым Тайра екеуміз 27 желтоқсан күні Ыстамбұлдан солай қарай аттандық. Парижге алғаш рет 1985 жылы барған едім. Содан бері өткен 27 жылда 6-7 мәрте Парижге сапар шектім. Олардың көбі Мұстафа Шоқай туралы зерттеулер мен 2007 жылы ірге тасы қаланған Мұстафа Шоқай Француз-Қазақ Достық қоғамының іс шараларына бағытталды. Белгілі болғандай 1921-1941 жылдары Мұстафа Шоқай осы қалада 20 жыл өмір сүрген еді. Сондықтан оның атында бір қоғамның құрылуы Қазақстан мен Францияның байланыстарының дамуы тұрғысынан оңды құбылыс болса керек.


[code language=”css”] [/code]

Kazakistan Açısından Türk Birliği, Avrasyacılık ve Orta Asya Birliği

Türk Devletleri Siyasi Birliği İçin Geniş Ufuklu Bakış Açısı Geliştirilmeli

Kazak Siyaset Bilimci Erlan Karin ile Söyleşi

– Erlan Bey, son beş yılda Türk dünyasında yakınlaşma, birleşme eğilimleri görülüyor. Kardeş ülkelerin liderleri sık sık bir araya geliyor, Türk İşbirliği Keneşi’ni kurdu. Sizin fikrinize göre, Türk devletleri arasında bir siyasi birliğin kurulması ne kadar mümkündür?

– Kesin olarak söyleyebiliriz ki, Türk ülkeleri birlik olmanın gerekliliğini kavamış bulunmaktadır. Yine de, bu ülkeler arasında farklı bakış açıları ve tavırlar bulunmaktadır. Her ne kadar aynı kökten geldiklerini söyleseler de, belirli bir derecede aralarında çelişkiler mevcuttur. Bunu, Türk devletleri zirve toplantılarına kimlerin katılıp, kimlerin katılmadığından anlamak mümkündür. Günümüzde Türk devletleri arasında yoğun ilişkilerin olmadığı görülmektedir. Mesela, bize uzak Türkiye’nin iç durumunu bilmeyi bir tarafa bırakalım, yakınımızda komşu kardeş ülkelerde ne olup bittiğinden habersiziz.

 


Kazak Edebiyatının Aksakalı Prof. Dr. Tursınbek Kakişev İstanbul’da

Kazak edebiyatı eleştirileri tarihini sistematize eden değerli bilim adamı Prof. Dr. Tursınbek Kakişev İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsünün davetlisi olarak 20 Aralık 2012 tarihinde İstanbul’a geldi. Bu sene 85 yaş gününü kutlayan Kakişev günümüzde yaşayan Kazak edebiyatçılarının aksakalı olarak saygı görüyor.

45 kitap ve 200 civarında makalesi bulunan Kakişev Kazak edebiyatı üzerine yüzlerce akademisyen de yetiştirmiş ve bu sebeple hocaların hocası ünvanına da sahip bulunuyor. Kazakistan Ankara Büyükelçisi Prof. Dr. Janseyit Tüymebayev de Kakişev’in yetiştirdiği bilim adamları orasında yer alıyor.


Eurovizyon yerine Türkovizyon

TRT Türkiye’nin, 2013 yılında İsveç’te yapılacak 58. Eurovision Şarkı Yarışması’na katılmayacağını açıkladı. Buna gerekçe olarak yarışma sonuçlarının belirlenmesinde haksızlıklar olduğu gösterildi. Bu karar yerinde midir, değil midir? Bunun değerlendirmesini müzik otoritelerine bırakıyoruz.

Ancak, 2013 yılında Eurovizyon yerine Türk devlet ve toplulukları musiki sanatçı ve gruplarının katılacağı Türkovizyon Şarkı, Türkü, Ezgi ve Halk Dansları Yarışmasının düzenlenmesi yerinde olabileceğini söyleyebiliriz.

1991’de SSCB dağıldıktan ve Türk dünyasını olgusu ortaya çıktıktan sonra Türk dünyasının uluslararası ilişkiler, ekonomi, eğitim ve kültür gibi çeşitli alanlarda ortak çalışmalar yaptığı gözleniyor. Ancak, musiki alanda büyük çaplı çalışmaların olmadığı dikkatlerden kaçmıyor.


Ыстамбұлда балалар үшін тіл және мәдениет орталығы ашылды

Орталықтың ашылу рәсімінде сөйлеген сөзінде Қазақстан Анқара елшісі Жансейіт Түймебаев Түркиялық жастардың ана тілдерін білуі тек ұлттық ерекшеліктерін сақтауына ғана емес, сонымен қатар олардың жұмыссыз қалмауларына да септігін тигізетініне баса көрсетті. Түймебаевтың айтуынша, күні бүгінге дейін қазақ тілінен түрік тіліне, түрік тілінен қазақ тіліне мықты ілеспе аудармашылар жоқ болып отыр. Ал орыс тілінен түрік тіліне, немесе түрік тілінен орыс тіліне аудармашылар болса табылуда. Сондықтан Түркиялық жастардың осы екі тілді еркін менгерулері олардың министрліктерде және ірі саудалық компанияларда жұмыс табуына қолайлық туғызады. Қазақстан Президенті Нұрсұлтан Назарбаевтың үш тұғырлы тіл саясаты негізінде Қазақстанда жастардың қазақ, орыс және ағылшын тілдерін меңгеріп жатқанын атап өткен Елші, Түркиялық жастардың да қазақ, түрік және ағылшын тілдерін үйренулеріне әбден болатынына көрсетті.


Türk Dünyasının Aydınlatılmasında Kazak Aydınlarının Üstlendiği Görev

12 Aralık 2012 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü’nün himayesinde, Mehmet Akif Ersoy Fikir ve Sanat Vakfı’nın Fatih Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen “Türk Dünyasını Aydınlatanlar” konulu uluslararası sempozyuma katıldık. Bu sempozyumda aşağıdaki bildiriyi sunduk. Öncelikle bu sempozyumun organizasyonunda emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunarım.

Genel olarak baktığımızda XVII. yüzyıldan itibaren Türk dünyasında siyasi ve kültürel anlamda bir gerileme olduğu görülür. Batıda Türk dünyasının güçlü devleti Osmanlılar 1699 Karlofça Anlaşması ile gerileme dönemine girerken, Çarlık Rusya 1552’de Kazan’ı zaptıyla başlattığı Doğu Türk illerine doğru yayılmacılığını XVIII. Yüzyılın ilk yarısında Kazak topraklarında da ulaştırmıştı. Bu dönemde 1456 yılında kurulmuş olan Kazak Hanlığı iç çekişmeler ve özellikle Congar saldırıları sebebiyle zayıflamış ve kendi içinde Küçük Cüz, Orta Cüz ve Büyük Cüz hanlıkları olarak üç parçaya bölünmüş bulunuyordu.  Bunların içinde Rusya ile sınırdaş olan ve Congar saldırılarından büyük zararlar gören Küçük Cüz 1731’de Rusya’nın himayesini istemişti. Bu durum Çarlık Rusya’nın hakimiyet alanını Kazak Hanlığı topraklarında genişletmesine imkan verdi. 1822 Sibirya Yönetmeliği ve 1824 Orenburg Yönetmeliği ile Kazak Hanlığı’nı lağvetti.


Uluslararası Sempozyum: Türk Dünyasını Aydınlatanlar

PROGRAM

09.30   Sergi Açılışı

Mehmet Rüyan Soydan Arşivinden Türk Dünyasını Aydınlatanlar Yayın ve Fotoğrafları

10.00-10.30 Protokol Konuşmaları (Sunucu: Semih Çelik)

10.30-13.00 Oturum Açılış Tebliğleri:

  • Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş (Türk Birliği)
  • Mehmet Cemal Çiftçigüzeli (Türk Dünyası’nı Aydınlatanların Mirası ve Yarınki Türk Dünyası’na Bakış) Abdurrahman Şen (Türk Dünyasını Aydınlatanlar)


Türk Keneşi (Konseyi) ve Türk Dünyasının 34 Harfli Ortak Alfabe Sistemi

Kazakistan’da 1 Aralık “Kurucu Cumhurbaşkanı Günü” olarak ilan edildi. Bu vesileyle Türk Konseyi 30 Kasım 2012 tarihinde İstanbul’da Türk Dünyası Kültür Evlerinde 1 Aralık tarihinde “Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev” konulu bir panel düzenledi. Panele Kazakistan Büyükelçisi Janseyit Tüymebayev, Türk Cumhuriyetlerinden Sorumlu eski Devlet Bakanı Prof. Dr. Ahat Andican, Türk Dünyası üzerine araştırmalarıyla tanınan Prof. Dr. Mehmet Saray, Türk dili üzerine çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Osman Sertkaya, İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Müdürü Prof. Dr. Hayati Develi ve daha başka bilim adamları, araştırmacılar ve doktora öğrencileri de katıldılar.