KAZAK TARİHİNİN ALFABESİNİ YAZAN MUKHTAR MAGAVİN ABD’DE VEFAT ETTİ

Türk dünyasının önemli isimlerinden, Kazak halkının unutulmaz tarihçisi, yazarı ve edebiyat araştırmacısı Mukhtar Magavin, Amerika’da 85 yaşında hayata gözlerini yumdu. Mukhtar Magavin, yalnızca Kazak halkı için değil, Türk ve dünya edebiyatı için de derin bir iz bırakan büyük bir düşünce ve bilim insanıydı. Kendisinin vefatıyla Kazak halkı ve Türk dünyası büyük bir kayıp yaşamış oldu. Allah gani gani rahmet eylesin, mekânı cennet olsun.

Kazak Tarihini, Sovyet tarih yazımı ve ideolojisinin dışına çıkarak ilk milli bakış açısıyla yazımı olan “Қазақ тарихының әліппесі”, yani “Kazak Tarihinin Alfabesi” eserini 1993’de yazmıştı.

Bilindiği gibi, Sovyetler Birliği döneminde Kazak tarihinin sistematik bir şekilde çarpıtıldığı ve halkın tarihi hafızasının silinmeye çalışıldığı bir dönemde, Mukhtar Magavin bu eserle Kazak halkına tarihi kimliğini yeniden hatırlattı. Eser, Kazak Hanlığı’nın XV-XVIII. yüzyıllar arasındaki dört yüz yıllık şanlı tarihini ele alırken, halkın bağımsızlık mücadelesini ve kültürel mirasını güçlü bir şekilde vurgulamıştı.

Bu eserin yazılmasına Münih’te Hürriyet Radyosu’nun Hasan Oraltay yönetiminde yayın yapan Kazakça Yayınları Bölümünün vesile olduğunu da belirtmek gerekir. 1993 yılında yazar ve tarihçi Mukhtar Magavin’in burada yaptığı başlangıcından günümüze Kazak tarihi programları bu kitabın temelini oluşturdu.
Haftalık olarak yayınlanan bu programlar, daha sonra Mukhtar Magavin’in derlediği ve kitaplaştırdığı bir kaynak eser haline geldi. 2024 yılında yazarın 26 ciltlik eserlerinin 19. cildi olarak yeniden yayımlanan “Kazak Tarihinin Alfabesi” Kazakistan tarih yazımında bir mihenk taşı olarak değerlendirilmektedir.
Muhtar Magavin’in Hayatı ve Çalışmaları
Mukhtar Magavin, 2 Şubat 1940’ta Kazakistan’ın Semey bölgesinde doğdu. 1962 yılında Kazak Devlet Üniversitesi Filoloji Fakültesi’nden mezun olan Magavin, 1965 yılında aynı fakültede yüksek lisansını tamamladı. Kazak edebiyatı ve halk edebiyatı üzerine yaptığı çalışmalarla dikkat çeken yazar, hem akademik hem de edebi alanda birçok başarılı esere imza attı.
Magavin, edebiyat dünyasında ilk olarak 1959 yılında yayımlanan çalışmalarıyla tanındı. 1960’lı yıllarda Kazak halk edebiyatı ve folkloru üzerine yaptığı bilimsel çalışmalarla akademik camiada saygın bir yer edindi. Daha sonraki yıllarda ise tarihî romanları ve hikâyeleriyle edebiyat dünyasına yön verdi.
Magavin’in en tanınmış eserlerinden biri olan “Alasapıran” romanı ona Abay Devlet Ödülü’nü kazandırdı. Ayrıca 1984 yılında Kazakistan’ın Halk Yazarı unvanına layık görüldü. Magavin’ın çalışmaları Türkiye’deki aydınlar ve akademisyenler tarafından takip edilmekteydi, nitekim 1997 yılında “Türk Dünyasına Hizmet” ödülüne layık görüldü.
Sovyet döneminde yetişmiş olmasına rağmen bağımsız ve milli düşünen bir entelektüel bakış açısına sahip Magavin bağımsızlık döneminde de verimli çalışmalarını sürdürdü. Çok sayıda ses getiren esere imza attı.
Mesela bu meyanda Mukhtar Magavin’in tarih ve edebiyat dünyasına kazandırdığı önemli eserlerinden biri de “Cengiz Han” adlı dörtleme söylenebilir. 2011-2016 yılları arasında beş yılda yazılan dört ciltlik bu tarihi roman tarihî ve edebî bir bakış açısıyla Cengiz Han dönemini ele alan detaylı bir çalışmadır.
Mukhtar Magavin, bu eserinde yalnızca Cengiz Han’ın tarihî kişiliğini değil, aynı zamanda onun dönemine ait toplumsal, kültürel ve siyasî dinamikleri derinlemesine ele almıştır. Eserin, Kazak halkının tarihine ışık tutan önemli bir kaynak olduğu değerlendirilmekte ve tarihî-kültürel belleğin korunmasında büyük bir rol oynadığı kabul edilmektedir.
Magavin’in, tarihî olayları bir edebiyatçı duyarlılığıyla işlediği bu eser, hem Kazakistan hem de Türk dünyasının ortak tarihine dair önemli bir katkı olarak değerlendirilmektedir.
Türk Dünyası İçin Bir Bilge Şahsiyetti
Son yıllarda Antalya’da yaşamaya başlayan Mukhtar Magavin, yalnızca bir yazar değil, aynı zamanda Kazak halkının kültürel ve tarihî hafızasını diri tutan bir düşünürdü. Sovyet baskısına rağmen Kazak kimliğinin korunması için mücadele eden Magavin, eserleriyle yalnızca Kazakistan’da değil, Türk dünyasının diğer bölgelerinde de ilham kaynağı oldu.
Mukhtar Magavin’in vefatı, Türk dünyası için büyük bir kayıp olsa da geride bıraktığı eserler ve fikirler, onun adını gelecek nesiller için yaşatmaya devam edecektir. Onun tarih ve edebiyat alanındaki katkıları, Türk dünyası için yol gösterici bir miras olarak kalacaktır.
Geçen ay tedavi için Antalya’dan gittiği ABD’de vefat eden Mukhtar Magavin’in naaşının Türkiye Diyaret Camisinde cenaze namazı kılındıktan sonra orada defnedileceği bildirildi.
Allah’tan merhuma rahmet, ailesine ve Kazak halkına başsağlığı dileriz. Mekânı cennet olsun.
Prof. Dr. Abdulvahap Kara