KAZAK EDEBİYATININ USTA KALEMİ DUVLAT İSABEKOV HAYATA VEDA ETTİ

Kazak edebiyatının önde gelen isimlerinden biri olan Duvlat İsabekov dün, yani 21 Şubat 2025’te hayata veda etti. 20 Aralık 1942’de Güney Kazakistan Bölgesi’nde doğan İsabekov, geride büyük bir edebi miras ve unutulmaz eserler bıraktı. Kendisiyle Almatı’da birkaç bir araya gelmiş ve sohbet etme bahtiyarlığına ermiştim. Bu çok kıymetli yazar hakkında biraz bilgi vermek isterim.
Zorluklarla Dolu Bir Çocukluk ve Yazarlığa Adım Atışı

Asıl adı Nısanbay olan Duvlat İsabekov, ailesinin karanlık savaş yıllarında ayakta kalma çabasıyla büyüyen bir çocuktu. Babası savaşa gittiğinde o henüz bebekti ve annesi beş çocuğunu tek başına yetiştirmek zorunda kaldı. İsabekov, bu zor dönemlerde hastalıklarla boğuşmuş, hatta öldüğü düşünülüp mezarının kazıldığı bir dönem de olmuştu.
Ancak tüm bu sıkıntılara rağmen, edebiyata duyduğu ilgiyi hiç kaybetmedi. Okul yıllarında yazmaya başladı, fakat eserleri hemen kabul görmedi. Yine de öğretmenlerinin ve çevresinin desteğiyle yazmaya devam etti. Taşkent’teki bir enstitüye kabul edilmemesi onu yıldırmadı ve sonunda Al-Farabi Kazak Milli Üniversitesi Filoloji Fakültesi’ne girmeye hak kazanarak oradan mezun oldu.
Edebi Kariyer ve Eserleri
Duvlat İsabekov, Kazak edebiyatına unutulmaz eserler kazandıran bir yazar ve oyun yazarlığının en önemli temsilcilerinden biri oldu. 1963’te ilk öyküsü yayımlandı ve bu, onun büyük bir edebi kariyere adım atmasını sağladı.
Eserlerinin bazılarından bahsedecek olursak;
Kısa öykü ve roman derlemeleri: “Beket” (1966), “Acı Bal” (1969), “Huzursuz Günler” (1970), “Baba Evi” (1973), “Hayat” (1975).
Roman: “Karışıklık” (1980).
Oyun: “Rektörün Kabül Günleri”, “Abla” (1977, Cumhuriyet yarışmasında birincilik ödülü kazandı).
Öyküler: “Yarını Beklerken” (1979), “Mirasçılar” (1982), “Küçük Aul” (1986).
Ayrıca tiyatro alanında da adından söz ettirdi. “Abla” en bilinen oyunlarından biri olup, Kazak tiyatrosunda kültürel bir miras olarak kabul edilmektedir.
“Abla” Romanı ve Kültürel Etkisi
“Abla” fedakarlık ve aile bağlarının Kazak toplumundaki önemini anlatan çarpıcı bir eserdir. İsabekov, bu romanı kendi hayatından esinlenerek kaleme almıştır. Annesinin vefatından sonra ablalarının kendisini ve kardeşlerini büyütmek için verdiği fedakarlıklar, eserin temelini oluşturmuştur.
“Abla benim kendi hayatımın hikayesidir. Annemizin vefatından sonra ablalarımız bize sırasıyla baktı. Onlar olmasaydı biz ne yapardık? Bu eser, Kazak kadınlarının fedakarlığının bir yansımasıdır” diyen İsabekov, bu eserinde ablalarına duyduğu minnettarlığı dile getirmektedir.
İsabekov’un oyunları yalnızca Kazakistan’da değil, yurt dışında da sahnelenmiştir. 2014’te Londra’da “Gavhartas ve Diğer Hikayeler” adlı bir koleksiyonu yayınlanmış ve eserleri Rusça, Almanca, Bulgarca, Macarca ve Çekçe gibi çok sayıda dile çevrilmiştir.
Onurlandırılan Bir Usta Kalem
Duvlat İsabekov, Kazakistan’ın en yüksek edebi ödüllerine layık görülmüş bir yazardı. “Hürmet” ve “Dostluk” gibi devlet nişanlarıyla ödüllendirilmiş, 1992 yılında Bağımsız Kazakistan’ın Devlet Ödülü’nü alan ilk kişi olmuştur. 2022’de ise Kazakistan Emek Kahramanı unvanına layık görülmüştür.
Toplumsal Katkısı ve Mirası
Duvlat İsabekov, yalnızca bir yazar değil, aynı zamanda ulusal kimlik ve toplumsal sorunlara duyarlı bir entelektüeldi. 2013 yılında Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in huzurunda oralmanların (Kazakistan’a yurtdışından geri dönen etnik Kazaklar) sorunlarını gündeme getirerek bu hassas meseleye dikkat çekmiştir. Cumhurbaşkanlarıyla görüşmede halkın sorunlarını dile getiren aydın ve yazarlar günümüzde pek çıkmadığını dikkate alırsak, bu durum bize İsabekov’un büyük şahsiyetini gösterse gerek.
Taziye Mesajları
Duvlat İsabekov’un vefatı, Kazakistan’da büyük bir üzüntü yarattı. Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileyerek onun Kazak edebiyatına katkılarını övdü:
“Hayatı boyunca ulusal edebiyata kendini adayan Duvlat İsabekov, gerçekten değerli bir kişilikti. Yaratıcılık yolculuğu boyunca Kazak halkının ruhani dünyasını zenginleştirmek ve ulusal nesrin ufuklarını genişletmek için yorulmadan çalıştı. Zengin bir edebi miras bırakan Duvlat İsabekov’un aydınlık imgesi kalplerimizde sonsuza dek yaşayacaktır.”
Diğer devlet yetkilileri ve edebiyatçılar da İsabekov’un vefatı dolayısıyla taziye mesajları yayınladı.
Son Söz
Cesur yürek, Kazak diasporasının manevi destekçisi Duvlat İsabekov, Kazak edebiyatının önemli mihenk taşlarından biri olarak anılacaktır. O, aynı zamanda, Kazak kültürüne ve kimliğine yaptığı katkılarla hafızalarda ve sayfalar arasında yaşamaya devam edecektir.
Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum, mekânı cennet olsun. İsmi sadece Kazak edebiyatında değil, tüm Türk dünyası edebiyatında daima yaşayacaktır.
Prof. Dr. Abdulvahap Kara