BRIC’TEN SONRA TRIC Mİ? BU TRUMP’IN BAŞARISI MI?!

Uluslararası hukuku hiçe sayan ve istediği ülkeye hak hukuk tanımadan racon kesip tehdit eden ABD Başkanı Donald Trump adeta alemin kabadayısı gibi hareket eder oldu.
Her şey soğuk savaşın bitmesiyle başladı. İki kutuplu dünyada kapitalist dünyanın lideri olarak sosyalist blok karşısında dengeli politikalar izleyen ABD 1991’de SSCB’nin çökmesiyle kendini dünyanın tek süper gücü zannetmeye başladı. Hatta sosyalist saldırğanlığa karşı bir savunma teşkilatı olarak kurulan ve Warşova Paktı’nın çökmesiyle misyonunu tamamlamış olması gereken NATO’yu da kendi emellerine alet etmeye başladı.
Trump’tan önce ABD başkanları çeşitli mesnetsiz iddialar üreterek Irak ve Afganistan gibi ülkeleri işgallerini meşrulaştırmaya çalıştılar. Ama artık Trump buna da gerek görmüyor. kafasına göre “Ben Çin mallarına vergi koydum. Rusya’ya ekonomik yaptırım uygulayacağım. Türkiye sen şu şu dediklerimi yap. İran sana da ambargo koydum. Hatta seninle ticaret yapan ülkeleri de cezalandıracağım.” diyebiliyor.

Bugüne kadar sabreden bazı ülkeler sanıyorum artık ABD’nin külhanbeyi başkanına “Hop dur bakalım” diyecekler. Çünkü bu böyle gitmez. Sabırlar da taştı. Nitekim bazı ülkelerden sesler çıkmaya başladı.
Bu belki küresel dayılığa karşı birlik oluşumlarını da getirecek. Öncelikle mesela, şimdi Trump’ın hedefindeki Türkiye, Rusya, İran ve Çin 2001’de Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin tarafından kurulan BRIC ekonomik oluşuma benzer bir şekilde TRIC adında bir ekonomik birlik oluşturarak kendilerine yönelik Trump’ın tehditlerini boşa çıkarabilirler. Astana Görüşmeleriyle TRIC’in TRI kısmı zaten oluşmuş gibi. Geriye sadece “C”yi, yani Çin’i katmak kalıyor.
Eğer böyle bir şey olursa, bu da tarihte bir ilk olur. Anılan dört devlet Avrasya kıtasında asırlardan beri birbirleriyle kıyasıya rekabet eden hiç bir araya gelemeyen devletlerdir. Böylece Trump tehditleriyle Avrasya’da büyük bir uzlaşmaya zemin hazırlayarak bir birliğin kurulmasına yol açarak büyük bir başarıya (!) imza atmış olacak. Böylece tarihin çarkları başka bir biçimde dönmeye başlayacak.
Ama tabii böyle bir oluşum da Türkiye için nihai bir dostluk değildir. Ancak bugünkü tehditler için geçici bir savunma mekanizması olabilir. Çünkü, Rusya da, İran da, Çin de emperyal hırsları olan büyük devletlerdir. Onlar da zamanı gelince Trump gibi Türkiye’den olmadık isteklerde bulunma potansiyeline sahiptir.
Ancak, şimdiki durumda adı geçenler de Türkiye kadar Trump’ın külhanbeyi davranışlarından rahatsızdırlar. Türkiye ne kadar onlara ihtiyaç duyuyorsa, onlar da Türkiye’ye o kadar muhtaçtırlar. Bu sebeple bu devletlerle taviz vermeden karşılıklı menfaatler ölçüsünde her türlü birlik oluşumu Türkiye’nin menfaatine gözüküyor.
Asırlardır birbirlerine meydan okuyan Türkiye, Rusya, İran ve Çin gibi ülkeler eğer bir araya gelmeye, birlik oluşturmaya ihtiyaç duyuyor hale gelmişse, o zaman dünya yeni bir çağa giriyor demektir. Bu çağda ummadığımız, beklemediğimiz her şey olabilir. Hazırlıklı olalım, dikkatli olalım.